Skip to main content

Posts

OSCAR POPÜLİZM AKIMINA TESLİM OLDU

Oscar ödülleri belli olur olmaz değerlendirme yazısı yazmak geleneği ilk kez bu yıl içimden gelmedi.  Bu yıl 95 yaşına giren, bir başka deyişle yüzyıla yaklaşan ve milyarlarca insanı etkileyen bir sinema etkinliği Oscar; hiç kuşkusuz önemini korumaya devam ediyor. Ancak küreselleşme rüzgarının etkisiyle kendi içinde ciddi değişimler yaşayan Akademi’nin “sinemayı çok sevmek” adı altında belli etik değerlerinden uzaklaşıp popülizme kaydığını üzülerek görüyorum.  Bir başka deyişle sinemaseverlerin ve sosyal medya kitlesinin gözüne girmek uğruna sinemaya zarar veriliyor. Geçen yıl en iyi film seçilen CODA bir bakıma şimdiki durumun habercisiymiş.  2014 Fransız-Belçika yapımı La Famille Belier (Türkiye’de “çok gülecek, çok ağlayacaksınız” sloganıyla gösterime girmişti) birebir yeniden çevrilip CODA oldu ve zamanında orijinali görmezden gelen Akademi taklit olanını yılın en iyisi kabul etti! Üstelik orijinalin tersine CODA sinema değil bir dijital platform filmiydi.  “Aman ne güzel, ilk kez
Recent posts

SANSÜRDE YARATICILIK: KURAK GÜNLER'E PARA CEZASI

Emin Alper’in son filmi Kurak Günler için epey yazı yazdım; yönetmenin şimdiye kadarki en iyi filmi olması bunun tek sebebi değildi.  Kurak Günler günümüzde giderek daha çok eksilen dürüstlük ve erdemi arayışta (vicdanlı ve adil olmak da diyebilirsiniz) seyirciyi kendisiyle yüzleştirerek umudu yeşertmeye odaklanan bir film.  Güçlü hikayesi, görselliği, kurgusu, oyuncuları ve yönetmenliği ile sinemasal anlamda bir başyapıt. Kurak Günler filminin Türkiye dahil altı ortak yapımcısı var: Fransa, Almanya, Hollanda, Yunanistan ve Hırvatistan. İlk olarak Cannes Film Festivalinde gösterilen Kurak Günler, 9 Aralık'ta sinemalarda gösterime girdi.  Yurtdışında ABD, Fransa, Almanya, İsrail ve Yunanistan’daki film festivallerine katılıp büyük övgüyle karşılanan Kurak Günler son derece saygın “Avrupa Film Ödülü 2022” sahibi. Bütün bu gelişmelerden sonra –yaklaşık iki yıllık süre-- Kültür Bakanlığı film için sağladığı parasal desteği geri çekmeye ve faiziyle birlikte geri almaya karar verdi. Kura

SİMÜLASYON ve TÜKETİM MALZEMESİNE DÖNÜŞEN BİREY: İLGİ MANYAĞI-SYK PIKE

  Oslo’da bir kafede çalışan Signe, kaza olduğunu sandığı bir yaralanmaya tanıklık eder. Olayın şokunu atlattıktan sonra, kanlar içinde kalan bluzunu değiştirmeyip öylece evine koşar. Neredeyse can çekişen biriyle burun buruna gelmiştir ama bu olay sayesinde hayatına ilişkin mutsuzluklarla başetmek ve daha başarılı bir medyatik figür olarak gördüğü sevgilisine karşı eline güçlü bir koz geçtiğini düşünür.  Artık kendi gerçekliğini kendisi yaratacak ve bunu şöhretle paraya dönüştürmek için elinden gelen-gelmeyen ne varsa yapacaktır.  Bilerek ve isteyerek kendisini ağır hasta haline getirmek de dahil olmak üzere! Cannes ve başka birçok uluslararası festival programında yeraldıktan sonra önce Film Ekimi, şimdi de sinemalarda gösterime giren “Sick of Myself - İlgi Manyağı” (Orijinal ismi SYK PIKE) adeta 2022’de yaşayan bir Baudrillard kahramanını anlatıyor.  Gerçeklik algısının yerle bir edilip tamamen “yeniden kurgulanabilir” hale dönüştüğü modern hayat simülasyonunda Signe için ölümle bur

Elvis: Irkçılık, Önyargılar ve İstismarla Tüketilen Müzk Dehası

  Siyasetin kirli oyunları, her türlü ayrımcılıktan beslenen karanlık ve kötü niyetli menajerliğin bir müzik dehasını yoketmesinin ibretlik öyküsü; henüz izlemediyseniz Elvis filmine mutlaka gidin. İlk plağını 19 yaşında çıkaran, kısacık ömrüne rağmen (1935-1977) dünya pop müzik tarihinde eşi benzeri olmayan bir dönüm noktası yaratan Elvis Presley, bugüne dek sayısız film ve belgeselin konusu oldu.   Yapımı neredeyse üç yıl süren bu son film, Elvis'in müzik kariyeri ve erken ölümüne ilişkin net bir bakışa sahip ve bu anlamda yönetmen Baz Luhrmann ayrı bir övgüyü hakediyor. Elvis Presley isminin çağrışımı (acı ama gerçek) bu film öncesine kadar genellemeler ve klişelerden öteye geçmedi. Bütün zamanların en çok plak satan pop müzik ikonu Elvis Presley, dünyayı kasıp kavurmasına rağmen sakinleştirici hap bağımlılığı ve obeziteyle kendini bitirdi! Sanki herşey bu denli basit... Filmin ruhu bu klişelere yol açan sebepleri satır aralarında çok güzel işliyor. Siyahların yoğun olduğu

OSCAR 2022 SONRASI: TOKSİK MAÇOLUK FİLMİ ADAYDI, WILL SMITH GERÇEĞİNİ GÖSTERDİ

Oscar ödül töreni eski günlerdeki görkemine yakışır şekilde başladı ama 94 yılın en kötülerinden biri olarak sona erdi. King Richard filmi ile en iyi erkek oyuncu ödülünü alan Will Smith'in sahneye yürüyüp sunucu tokatlaması törenin bütün büyüsünü bozdu. Bunun yanı sıra ödül dağıtımında sinema adına bir dizi tutarsızlık hakimdi. Yılın en iyi filmlerinden The Power of The Dog , "en iyi yönetmen" ödülünü alırken, yönetmenin hayata geçirdiği film tamamen görmezden gelindi. Anne babası sağır olan çocuk kelimelerinin baş harflerinden oluşan CODA "en iyi film" seçilirken, CODA'nın birebir uyarlaması olan 6 sene önceki orijinali La Famille Belier, neden zamanında yok sayıldı sorusu havada kaldı. Üstelik Fransız filmi Belier Ailesi çok daha başarılı ve uyarlamanın aksine formüller üzerinden yürümeyen daha samimi bir yapımdı. Ancak yapımcısı Apple olunca, CODA Oscar yarışına en azından lobi faaliyeti olarak 1-0 önde başladı. Beğeniler elbette sübjektif ölçütle

OSCAR 2022 HANGİ FİLMLERE GİDECEK

  Oscar adayları 8 Şubat'ta açıklandı, listede 11 Ocak'ta yayınladığım "en iyiler" seçkisinden dört filmi görmekten çok mutlu oldum; çünkü her biri ödülü hak ediyor. Aday seçimindeki tek eksik, Ridley Scott imzalı muhteşem "The Last Duel" (Son Düello) filminin her nedense görmezden gelinmesi. Bilim kurgu evrenini mükemmel bir sinema diline dönüştüren Dune-Çöl Gezegeni, anne babası sağır olan bir kızın hayatın getirdiği tüm engelleri aşma çabası Coda, gerçek olaylara dayanan senaryosuyla Kuzey İrlanda'nın 1960'lardaki siyasi iç çatışmalarını bir aile üzerinden yaşatan Belfast, ünlü tenis oyuncuları Venus Williams ve Serena Williams'ın babası ve antrenörü Richard ile ailesel ve profesyonel ilişkilerini anlatan King Richard-Yükselen Şampiyonlar, 1970'lerin ruhunu yansıtan naif aşk hikayesi Licorice Pizza, dünyanın sonu gelirse, insanlar ve siyasi sistem nasıl tepki verir tezi üzerine kara komedi Don't Look Up, sinema tarihinin en ünlü müzika

OSCAR YOLUNDA EN İYİ BEŞ FİLM

  Dünyevi algıların fabrika ayarları ile oynandığı, hayata ilişkin ezberlerin geriye dönülemez biçimde bozulduğu dönemden geçiyoruz.   Zamanın ruhu 1999 yapımı Matrix ile açıklanabilir. Yaşanan küresel değişimin kültür hayatına zarar vermesi kaçınılmaz olmasına rağmen umudu korumaya yetecek düzeyde birbiri ardına güzel filmler ortaya çıkıyor. Devasa bütçeli teknolojik gösterilerin bilgisayar oyunu tadındaki yapımları dışında, sinemada iki ana akım belirleyici durumda. Bir yanda hikâye anlatma tekniğini bir bulmaca veya legonun yap-boz parçaları haline getirerek serbest dramaturjiye yaslanan, karakter çalışmasını oyuncaklı bir seyirlik gibi sunan filmler var.   Diğer grupta ise öyküsünü sağlam ve ikna edici karakterlerle besleyen, belli bir dönemi anlatırken bile zamansız olma başarısını yakalayan filmler var ki kişisel tercihim de bu tarzdan yana. Klasik hikâye kurgusu ile seyircisine ilk sekanstan sonuna kadar duygusal ve zihinsel yolculuklar yaptıran filmler, zamanın ruhuyla birlikte