SİNEMAYA KATKI ANLAMINDA MÜKEMMEL BİR GÖREV YAPAN "GÖREVİMİZ TEHLİKE 5"
MISSION IMPOSSIBLE: ROGUE NATION (HAYDUT MİLLET)
Popüler sinema hem içerik hem görsellik açısından mükemmel olabilir mi?Zor ama imkansız değil. Son örnek halen sinemalarda gösterimde olan "Görevimiz Tehlike 5/"Mission Impossible: Rogue Nation." Büyük devletlerin terörle mücadele politikasında şeffaflıktan uzaklaşıldıkça kurumsal olanakları kullanan zihinlerin elinde yeni bir tür küresel tehdit oluştuğunu söylüyor.
Sinema diğer bütün sanat dallarının belirgin niteliklerini bir potada eritebildiği için her dönemde yaratıcı olmayı başarıyor. Bilgisayar programıyla sağlanan görsel atraksiyonlarla bezenmiş dev bütçeli yapımların yanı sıra özgün hikayesi olan ve karakter yaratma becerisi ile öne çıkan filmlerin sayısı da artıyor. Ancak bu tarz sinemanın belli bir takipçi kitlesine hitap ettiği, "stadyum seyircisine" ulaşmadığı gerçeği de yadsınamaz.
İşte tam da bu sebeple, dünya gösterimi Viyana Opera'sında yapılan "Görevimiz Tehlike-5" filminin önemli olduğunu düşünüyorum: Orijinal ismiyle Mission Impossible: Rogue Nation, kitleleleri hedefleyen popüler sinemanın, görsel açıdan göz doldurmakla yetinmeyip, adamakıllı bir siyasi alt metni olan senaryo ve dinamik kurgu ile yapılabileceğini gösteriyor.
Serinin beşinci bölümünde, gençlik aşısı yapılmış gibi yeniden hayat bulan Görevimiz Tehlike ekibinin ajanları, başta Ethan (Tom Cruise) olmak üzere yine uluslararası entrikalar peşinde. Filmin ismindeki "Rogue Nation" tabirine özellikle dikkat. Haydut millet anlamına gelen bu deyimle, dünyanın önde gelen devletlerinin (film Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere üzerinde duruyor) kendi ulusal güvenlik ve küresel terörle mücadele kurumları içinden çıkan "ayrılıkçı" güçler ve bunların yeni bir terör tehdidi haline gelmesi anlatılıyor.
Bir başka deyişle, küresel güvenlik mekanizması yeni terör örgütleri yaratmış oluyor. Film bir cesur adım daha atarak, herhangi bir dinsel ayrım ve etnik aidiyet gözetmeksizin yasadışı yollardan sağlanan muazzam gelir kaynaklarıyla tröst haline gelmiş yeni bir terör gücüne işaret ediyor. İngiltere başbakanını bile parmağında oynatabilen bir güç bu. İngiliz ajanın dediği gibi "devletlerin müttefikleri olmaz; asıl olan menfaatlerdir."
Amerikan ve İngiliz ajanların gerçek mi değil mi tartışmasını yaptığı "Sendika" sıradan bir örgütlenmenin çok ötesinde. Filmin meselesi, dünyada olağanüstü kaos ortamı yaratan ve bunun sağladığı koşulları kullanarak uluslararası sistemi tek elde toplamaya çalışan bir üst akıl olduğunu vurgulamak. Dünyanın çeşitli başkentlerinde yaşanan ve hiç alakasız gibi görünen terör eylemlerinin birbiriyle bağlantılı ve büyük planın parçası olduğunun vurgulanması boşuna değil.
Filmin hikayesindeki başarı senarist-yönetmenden kaynaklanıyor. Daha önce "Olağan Şüpheliler" "Edge of Tomorrow" ve "Valkyrie" gibi birbirinden önemli filmlerin senaryo yazarı olan Christopher McQuarrie, bu kez hem senaryo yazarı, hem de yönetmen.
Aksiyonla içeriği gayet güzel bir kurguyla dengeleyen yönetmen, yine isabetli bir kararla "Görevimiz Tehlike" serisindeki klişelere de yüz vermiyor. Meşhur yüz maskesi numarası yalnızca bir kez ve tam isabetli olarak kullanılıyor. Kahramanlarını Fas'tan Küba'ya, Avusturya'dan Fransa ve İngiltere'ya kadar pek çok yeri dolaştırırken yerel klişelerden uzak duruluyor. Örneğin Fas'ta geçen bölümlerde, sinema tarihine geçecek ölçüde başarılı, adeta tek plan çekimle gerçekleşmiş duygusu uyandıran takip sahneleri var. Ve de ilk defa böyle bir aksiyon filminde çarşaflı peçeli kadınlarla dolu sokaktan geçen seyyar satıcının manav tezgahı devrilmiyor!
Viyana Opera'sındaki Turandot operasında suikast ve sahne arkası aksiyon bölümleri de mükemmel.
Oyunculuklara gelince: Tom Cruise gerçekten başarılı; hatta serinin diğer filmlerinden bile daha ileride. İsveç asıllı Rebecca Ferguson ise bence filmin esas ışıltısı. Çok zor bir rolün üstesinden gelen oyunculuğu sayesinde, pek çok sahnede Tom Cruise'dan rol çalıyor.
Sonuç olarak ender rastlanan bir durumla karşı karşıyayız: Devam filmlerinde hep gelen gideni aratır; ancak bu kez Görevimiz Tehlike 5, serinin diğer filmleri içinde en başarılısı ve 2015 yaz sezonunun en iyisi.
MISSION IMPOSSIBLE: ROGUE NATION (HAYDUT MİLLET)
Popüler sinema hem içerik hem görsellik açısından mükemmel olabilir mi?Zor ama imkansız değil. Son örnek halen sinemalarda gösterimde olan "Görevimiz Tehlike 5/"Mission Impossible: Rogue Nation." Büyük devletlerin terörle mücadele politikasında şeffaflıktan uzaklaşıldıkça kurumsal olanakları kullanan zihinlerin elinde yeni bir tür küresel tehdit oluştuğunu söylüyor.
Sinema diğer bütün sanat dallarının belirgin niteliklerini bir potada eritebildiği için her dönemde yaratıcı olmayı başarıyor. Bilgisayar programıyla sağlanan görsel atraksiyonlarla bezenmiş dev bütçeli yapımların yanı sıra özgün hikayesi olan ve karakter yaratma becerisi ile öne çıkan filmlerin sayısı da artıyor. Ancak bu tarz sinemanın belli bir takipçi kitlesine hitap ettiği, "stadyum seyircisine" ulaşmadığı gerçeği de yadsınamaz.
İşte tam da bu sebeple, dünya gösterimi Viyana Opera'sında yapılan "Görevimiz Tehlike-5" filminin önemli olduğunu düşünüyorum: Orijinal ismiyle Mission Impossible: Rogue Nation, kitleleleri hedefleyen popüler sinemanın, görsel açıdan göz doldurmakla yetinmeyip, adamakıllı bir siyasi alt metni olan senaryo ve dinamik kurgu ile yapılabileceğini gösteriyor.
Serinin beşinci bölümünde, gençlik aşısı yapılmış gibi yeniden hayat bulan Görevimiz Tehlike ekibinin ajanları, başta Ethan (Tom Cruise) olmak üzere yine uluslararası entrikalar peşinde. Filmin ismindeki "Rogue Nation" tabirine özellikle dikkat. Haydut millet anlamına gelen bu deyimle, dünyanın önde gelen devletlerinin (film Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere üzerinde duruyor) kendi ulusal güvenlik ve küresel terörle mücadele kurumları içinden çıkan "ayrılıkçı" güçler ve bunların yeni bir terör tehdidi haline gelmesi anlatılıyor.
Bir başka deyişle, küresel güvenlik mekanizması yeni terör örgütleri yaratmış oluyor. Film bir cesur adım daha atarak, herhangi bir dinsel ayrım ve etnik aidiyet gözetmeksizin yasadışı yollardan sağlanan muazzam gelir kaynaklarıyla tröst haline gelmiş yeni bir terör gücüne işaret ediyor. İngiltere başbakanını bile parmağında oynatabilen bir güç bu. İngiliz ajanın dediği gibi "devletlerin müttefikleri olmaz; asıl olan menfaatlerdir."
Amerikan ve İngiliz ajanların gerçek mi değil mi tartışmasını yaptığı "Sendika" sıradan bir örgütlenmenin çok ötesinde. Filmin meselesi, dünyada olağanüstü kaos ortamı yaratan ve bunun sağladığı koşulları kullanarak uluslararası sistemi tek elde toplamaya çalışan bir üst akıl olduğunu vurgulamak. Dünyanın çeşitli başkentlerinde yaşanan ve hiç alakasız gibi görünen terör eylemlerinin birbiriyle bağlantılı ve büyük planın parçası olduğunun vurgulanması boşuna değil.
Filmin hikayesindeki başarı senarist-yönetmenden kaynaklanıyor. Daha önce "Olağan Şüpheliler" "Edge of Tomorrow" ve "Valkyrie" gibi birbirinden önemli filmlerin senaryo yazarı olan Christopher McQuarrie, bu kez hem senaryo yazarı, hem de yönetmen.
Aksiyonla içeriği gayet güzel bir kurguyla dengeleyen yönetmen, yine isabetli bir kararla "Görevimiz Tehlike" serisindeki klişelere de yüz vermiyor. Meşhur yüz maskesi numarası yalnızca bir kez ve tam isabetli olarak kullanılıyor. Kahramanlarını Fas'tan Küba'ya, Avusturya'dan Fransa ve İngiltere'ya kadar pek çok yeri dolaştırırken yerel klişelerden uzak duruluyor. Örneğin Fas'ta geçen bölümlerde, sinema tarihine geçecek ölçüde başarılı, adeta tek plan çekimle gerçekleşmiş duygusu uyandıran takip sahneleri var. Ve de ilk defa böyle bir aksiyon filminde çarşaflı peçeli kadınlarla dolu sokaktan geçen seyyar satıcının manav tezgahı devrilmiyor!
Viyana Opera'sındaki Turandot operasında suikast ve sahne arkası aksiyon bölümleri de mükemmel.
Oyunculuklara gelince: Tom Cruise gerçekten başarılı; hatta serinin diğer filmlerinden bile daha ileride. İsveç asıllı Rebecca Ferguson ise bence filmin esas ışıltısı. Çok zor bir rolün üstesinden gelen oyunculuğu sayesinde, pek çok sahnede Tom Cruise'dan rol çalıyor.
Sonuç olarak ender rastlanan bir durumla karşı karşıyayız: Devam filmlerinde hep gelen gideni aratır; ancak bu kez Görevimiz Tehlike 5, serinin diğer filmleri içinde en başarılısı ve 2015 yaz sezonunun en iyisi.
Comments