PURGE: İNSANI İNSANA KIRDIRMA SİYASETİ




Modern çağın imkânları hayata kattığı pek çok yeniliğin yanı sıra bilgiyi herkes için ulaşılabilir kılarak bizleri zenginleştirdi. Belki tuhaf gelecek ama kitlesel iletişimin gücü sayesinde değer verdiğimiz pek çok kurum veya kavramın aslında içinin ne kadar boş olduğunu gördük. Hemen herşeyin bir oyun ve yalandan ibaret olduğunun farkına varmak bizi aynı ölçüde fakirleştirdi. Bunların başında politikanın “çoklu yalanlar” formatından ibaret olduğunun ortaya çıkması geliyor ki, sinemanın bu konuda söyleyecek sözü var: “The Purge” filmi, yakın bir gelecekte siyaset eliyle insanların birbirine kırdırılacağını öngörüyor.

Çok uzak olmayan bir tarihte geçen hikâyede Amerika Birleşik Devletleri’nin farklı bir siyaset anlayışıyla yeniden kurulması tasvir ediliyor. Yeni bir anayasa yazılmış ve tarihi miras bir kenara bırakılarak yeni kurucu liderlerin felsefesi hâkim kılınmıştır. 

Yeni Amerikan düzeninde tüketim boyutunda değişen bir şey olmamakla birlikte siyasetin bütün oyunları “güvenlik” paranoyası üzerinden kurgulanır. Artan nüfus, yoksulluk ve işsizlik gibi büyüyen sorunlara karşı hükümetin bulduğu temel çözüm “anayasal bir hak” olarak kayda geçirdiği “arınma”gecesidir. 

Arınma gecesi, yılda bir gün akşam 7’den sabah 7’ye kadar cinayet başta olmak üzere her türlü suç işlemenin serbest bırakılmasıdır; yani insanlar 12 saat boyunca kimi istiyorsa öldürecek, ancak herhangi bir ceza görmeyecektir. Ambulans ve polis hizmetleri tamamen devre dışı bırakılacaktır. Canının istediğini yok etme serbestliği elbette siyasetin yönetici kısmına uğramaz. Herkes arınma kapsamındadır ama devlet adamı ve bürokratlar dışında!

Ekonomi de bu siyasete paralel biçimde gelişir: Varlıklı kesim güvenlik sistemleriyle donatılmış sitelerde korunaklı biçimde yaşarken, “hayatta kalma şansını artırmak” üzere yoksullara son model güvenlik sistemleri satılır. “The Purge” bunu bir ironi olarak da kullanır: Yaşadığı zengin çevrenin aslında kendisine en büyük tehdit olduğunu sonradan fark eden James Sandin (Ethan Hawke) başarılı bir güvenlik sistemleri pazarlayıcısıdır.

“Bir millet nasıl rahatlıkla birbirini öldürmeyi içine sindirebilir?” gibi bir soru aklınıza geliyorsa yanıtı sinemanın hayal gücüne gerek kalmayacak kadar açık. “The Purge” filminin bir sahnesinde kamera salondaki televizyona odaklanır. Ekrandan konuşan toplumbilimci, son derece ikna edici bir havada, “arınma” uygulaması sayesinde insanlarda biriken öfke, şiddet ve her türlü olumsuzluğun atılarak, toplumun nasıl daha sağlıklı bir hale geldiğini anlatır. 

Bu sahneyi izlerken elimde olmadan, her gün televizyonlara çıkıp Suriye’de topyekün bir savaş çıkartılmasının ne kadar ciddi bir gereklilik olduğunu izah edenlerin kulağını çınlattım!  

James DeMonaco’nun yazıp yönettiği “The Purge” filmi, “Arınma Gecesi” ismiyle 13 Eylül’den itibaren sinemalarda.

Comments