YENİ HAVUZ PROBLEMİMİZ BELLİ OLDU: BİR YILDA KAÇ HAFTA VAR?

Bırakın havuzu doldurmayı, daha gece ve gündüzü anlamayı başaramadık!

“Bir musluk boş bir havuzu 12 saatte dolduruyor. Musluktan birim zamanda akan su miktarı %20 oranında azaltılırsa, boş havuz kaç saatte dolar?” 

Gelişigüzel bir soru değil bu; ÖSYM sınavında gelen sorulardan biri. Yani verilen cevaba göre öğrencinin geleceğini belirleme anlamında potansiyel güce sahip. Cem Yılmaz’ın gösterilerine bile konu olan “havuz problemleri” aslında mantık yürütme ve matematik zekasını ölçmeyi amaçlar. Ancak konuyla uzaktan yakından alakası olmayan birinin gözüyle bakıldığında kaçınılmaz olarak “yabancı dilde bir soru” muamelesi görecektir.

CNBC-e kanalından takip edenler bilir; ünlü Amerikalı komedyen Jay Leno hafta içi her gün yaptığı “Tonight Show” programında zaman zaman sokağa çıkıp, rastgeldiği insanlara basit sorular soruyor. Başkentimiz neresi, askerlerimizin bulunduğu Irak hangi coğrafyada, başkanımızın ismi ne gibi mesela. Verilen yanıtlar ise, “mizahın en güçlüsü sokaktan gelir” iddiasını haklı çıkartacak nitelikte oluyor her zaman. Washington, Obama gibi cevaplar verilemez mi demeyin, verilemiyor işte.

Amerikan halkının kendisine ve çevresine karşı cehaleti fıkralara konu olacak boyuttadır ve büyük ölçüde doğrudur da. Üniversitelerin yüksek maliyetleri nedeniyle çoğu kişinin öğrenim seviyesi ilköğretimle sınırlı kalır. Lisede okumak ve liseden mezun olmaya atfedilen önem boşuna değildir. (Bakınız sayısız Hollywood filmi ve televizyon dizisi.)  Bir de buna Amerikalıların genelde tüm hayatı kendi eyaletinden/kasabasından ibaret sanmasını ve yerel televizyonlar yoluyla bu anlayışın kuvvetlenmesini eklerseniz, Obama’nın başkanlığından bile habersiz olanlar ortaya çıkar.

İğneyi kendimize, çuvaldızı başkasına batırmak gerektiğini tavsiye eden çok güzel bir atasözümüz var. O zaman gelin HaberTürk'te Pakize Suda’nın elinde mikrofon kamera eşliğinde sokakta rastladığı insanlara sorduğu sorular ve aldığı yanıtların yayınlandığı “yerli Jay Leno” programına şöyle bir gözatalım.

“Arap Baharı nedir" sorusuna “kıvrak, neşeli bir dans” diyen halkımızı tenzih ederek, daha zorlu sorulara geçmek istiyorum! Arap Baharını bilmek için günceli takip etmek gerekli deyip geçelim; ama “bir yılda kaç hafta vardır” veya “gece ve gündüz nasıl oluşur” sorularına gelen cevapları nereye koymalı?


Çoğunun “bilmiyorum” dediği “gece-gündüz” sorunsalına(!) akıl yürütenler “güneş ışınlarının az ya da çok gelmesiyle alakalı” yanıtını verdi. Mikrofon uzatılanların hepsi de eskilerin deyimiyle “görmüş geçirmiş” tiplerdi ama nafile!

Cevabı bilmeyen birisi hemen yanındaki arkadaşını işaret etti, “o öğretmen, mutlaka bilir”. Öğretmenimiz ise “unutulmayanlar” dizisine müthiş bir katkıda bulundu: “İnanın ben de bilemeyeceğim. Zaten ben bilgisayar öğretmeniyim.”  Dünyanın kendi çevresinde dönmesini farkeden kişi sonunda bir taksici oldu.

Benim tüm zamanların favori sorusuna adayım ise “52 hafta” meselesi. Yaşını başını almış insanlar ya “bilmiyorum” demeyi tercih etti ya da yüzlerle ifade edilen rakamlarla genel kültür seviyemizi yıkıp geçti! Örneğin, görünüm itibariyle eğitimli ve modern olduğunu vurgulayan birisi doğrudan yanıtlamak yerine, şöyle bir mantık yürüttü: “Bir ayda 4 hafta var, bir yılda 12 ay; demekki 144 hafta.” Bir başka cevap da benzer güzellikteydi: “Bir yılda 12 ay olduğuna göre, toplamda 165 hafta var.”  

“Ne oldu bize” gibi klişelere başvurmak değil niyetim; ama genel kültür, eğitim konusunda biraz da kendimize baksak diyorum.  Tüm dikkatler “Ezel’in kabanı” veya “Fatmagül’ün terliğine” yoğunlaşınca, ilkokul seviyesindeki bilgiler bile sanki uçup gidiyor.



Comments