TÜRK SİNEMASI 2011: USTALAR YORGUN, GENÇLER İNANILMAZ DERECEDE İYİ



Türk sineması yeniliklere açık ve anlatım tekniği açısından dünya sinemasıyla yarışacak düzeyde mi?  Bence bu sorunun yanıtı, hem evet hem hayır.  Bir tarafta deneyimli isimlerden gelen üzücü derecede başarısız işler var; diğer tarafta çoğu ilk filmini yapan isimlerin elinden çıkmış, hepsi neredeyse birer modern  klasik olmaya aday filmler.

Son zamanlarda, usta yönetmenlerin çalışmalarını izlerken 1980’lere doğru bir zaman yolculuğuna çıkmış gibi oluyor insan. Kadrajdan dublaja, karakter yaratmadan öyküleme tekniğine kadar tutunacak bir dal bulmak imkansız... 

2010-2011 sezonunda Yusuf Kurçenli’nin “Yüreğine Sor”, Ali Özgentürk’ün “Yengeç Oyunu”, Orhan Oğuz’un “Hayda Bre” veya Sinan Çetin’in “Kağıt” filmlerini izledikten sonra, sinemamızın bazı isimlerini eski ve pırıltılı günlerindeki çalışmalarıyla hatırlamanın en doğrusu olduğuna karar verdim.  Sinemanın olmazsa olmazlarından sesli çekimi es geçip, dublajda ısrar eden bile var; durum o kadar vahim! 

Ömer Kavur, Atıf Yılmaz, Metin Erksan gibi “auteur” düzeyinde yönetmenlere sahip Türk sinemasına ne oluyor diye hayıflanmak mümkün, ama neyse ki yeni kuşak sinemacılar aradaki farkı mükemmel şekilde doldurmayı başarıyor. Nuri Bilge Ceylan, Reha Erdem, Zeki Demirkubuz, Semih Kaplanoğlu  başta olmak üzere artık rahatlıkla “Türk sinemasının genç ustalarından” sözedilebilir.

Reha Erdem bu sezon “Kosmos” ile yeri doldurulamayacak bir filme imza attı. Bir kent (Kars) hiç bir filmde bu kadar sınırsız ve zamansız betimlenmedi. Yine son dönemde hiç bir Türk filmi “Kosmos” kadar gerçekçi, ama bir o kadar da ruhani olmayı başaramadı.  “Kosmos” her izlendiğinde yeni okumalara kapı açacak zenginlikte bir film ve Reha Erdem açısından başarı çıtasını ciddi biçimde yükseltiyor.

Sezonun bir başka sürprizi ise gencecik bir yönetmenin elinden çıkan “Çakal” filmiydi. Erhan Kozan ismini bundan sonraki çalışmaları dikkatle izlenecekler listesine aldım. Kent varoşlarının “özel” gerçekliğini, genç bir adamın “kimlik edinmek” ve “varolmak” adına yeraltı dünyasına girme çabasını anlatan filmi İsmail Hacıoğlu’nun olağanüstü performansı doruğa çıkartıyor. “Çakal” her ne kadar hakkı yendiyse de (“Çakallarla Dans” gibi anlamsız bir komedi filmiyle aynı hafta gösterime girip, aynı film sanılması gibi) ilerde Türk sinemasının “tüm zamanların en iyileri” listesinde kesin yer alacaktır. 

Bu sezonun bana göre en iyileri şöyleydi:

Kavşak – Selim Demirdelen. Hem filmin bütünü, hem başrol oyuncusu Güven Kıraç  olağanüstü.

Kosmos – Reha Erdem. Türk sinemasından bir dünya klasiği.

Çakal – Erhan Kozan. İsmail Hacıoğlu’na bir Oscar vermek mümkün olsaydı keşke!

Çoğunluk – Seren Yüce. Bir ilk film bu kadar mı mükemmel olur! Settar Tanrıöğen ve Bartu Küçükçağlayan’a bravo. Aynı duygular Erkan Can için de geçerli.

Kara Köpekler Havlarken – Mehmet Bahadır/Maryna Goybach. Muhteşem bir anlatımla, madalyonun öteki yüzü ve İstanbul.

Bal – Semih Kaplanoğlu. Üçleme tamamlandı ve kusursuz. “Yumurta” ve “Süt” filmleriyle eş zamanlı izlemenin tam zamanı.

Ejder Kapanı — Uğur Yücel. Usta yönetmen ve oyuncudan, yine usta işi bir polisiye çalışma. Doğrusu “Av Mevsimi”nden daha sahici.

Av Mevsimi – Yavuz Turgul. Yönetmenin hatırına listeye aldığımı itiraf ediyorum. Ancak sentetikliğini, gereksiz uzatılmış sekanslarını ve stilize olma kaygısını gözardı edersek “başarılı” diyebiliriz. Bir polisiye filmin ortasında bilmeceyi çözüyoruz, ötesi var mı!  Filmin kusursuz görselliği bazı hatalarını kapatıyor, Cem Yılmaz’ın oyunculuğu da gayet iyi.

2010 yılında sinemalarda 247 film gösterildi, hemen hemen yarısı Türk sinemasından geldi. Peki yukarda saydığım filmler gişede rekor mu kırdı derseniz, ne yazık ki hayır.  Başarının “çok satmak” ve “çok konuşulmak” ölçütlerine indirdendiği çağımızda, herhalde bizden sonraki kuşaklar bu filmlerin itibarını iade edecektir diye umut etmek istiyorum.

Son beş yılın gişe rekortmenlerini hatırlatarak noktalıyorum:
2010: New York’ta Beş Minare
2009: Recep İvedik 2
2008: Recep İvedik
2007: Beyaz Melek
2006: Kurtlar Vadisi- Irak

Comments