Batman Ezber Bozuyor
29 Temmuz 2008
Yaz gelince sinema gündemi iyice popüler olana yoğunlaşır. Ancak popüler sinema ille de es geçilecek birşey değil elbette; örneğin çizgi romandan sinemaya yapılan uyarlamaların en başarılısı olan Batman serisinin altıncı filmi "Kara Şövalye".
Batman/Dark Knight teknolojinin sağladığı bütün görsel efekt olanaklarını kullanıyor kullanmasına, ama bir yandan da karakterlerine bir ruh, bir kişilik kazandırmayı başarıyor. Dahası çizgi roman hafifliğine prim vermeyip, sinemada defalarca kullanılmış kahramanlık formüllerini tersine çeviriyor.
Tim Burton ilk Batman filmini 1989'da çevirdiğinde (1966 yapımı Batman bir çocuk filmiydi, onu saymıyorum) Michael Keaton ve Jack Nicholson gibi klas bir kadroyla çalıştı. Yapımcılar bu geleneği bozmadı ve her yeni Batman filminde sağlam bir yönetmene teslim edilmiş iyi oyuncular, görkemli bir mizansen ile sınırsız hayal gücü bulduk.
Elbette her büyük başarının yaşadığı iniş ve çıkışlardan Batman serisi de payını aldı; Joel Schumacher gibi usta bir ele teslim edilmesine karşın "Batman Daima" ve "Batman ve Robin" filmleri başarısızdı, hatta birer fiyaskoydu. Ne Val Kilmer ne de George Clooney "Batman" karakteri olarak benimsendi. Zaten ikisine de Batman kostümünü bir daha giyme şansı verilmedi.
Tam da beyazperde ömrü sona erdi diye düşünülürken, Batman serisine hayat öpücüğü Christopher Nolan'dan geldi. 2005 yılındaki "Batman Başlıyor" bence bu serinin, yani toplam beş film arasında en başarılısı ve sinema açısından en kalıcı olanıdır. Kesinlikle bir modern klasik olmayı hakeder. Christian Bale rolüne müthiş bir uyum sağlamış, hatta Michael Keaton'dan daha inandırıcı ve gerçekçi bir süper kahraman portresi çizmiştir.
Nolan aynı yaklaşımı bu kez daha güçlü bir teknik destekle tekrarlıyor. "Kara Şövalye" filminde Batman/Bruce Wayne (Christian Bale) karşısında kısa bir zaman önce talihsiz bir şekilde yitirdiğimiz Heath Ledger var. İyi ile kötünün, aydınlık ve karanlığın çatışması hiç böylesine artistik ve estetik olmamıştı. Oynadıkları karakterlere öylesine ruh veriyorlar ki, bazen iki oyuncudan hangisinin daha iyi olduğuna karar vermek zorlaşıyor.
"Batman/Kara Şövalye" alt metnini kötülükler dünyasında iyilerin trajik halleri üzerine kurgulayan yönetmen Christopher Nolan, bir kez daha sinemadan taviz vermeksizin gayet iyi bir popüler film yapılabileceğini kanıtlıyor.
29 Temmuz 2008
Yaz gelince sinema gündemi iyice popüler olana yoğunlaşır. Ancak popüler sinema ille de es geçilecek birşey değil elbette; örneğin çizgi romandan sinemaya yapılan uyarlamaların en başarılısı olan Batman serisinin altıncı filmi "Kara Şövalye".
Batman/Dark Knight teknolojinin sağladığı bütün görsel efekt olanaklarını kullanıyor kullanmasına, ama bir yandan da karakterlerine bir ruh, bir kişilik kazandırmayı başarıyor. Dahası çizgi roman hafifliğine prim vermeyip, sinemada defalarca kullanılmış kahramanlık formüllerini tersine çeviriyor.
Tim Burton ilk Batman filmini 1989'da çevirdiğinde (1966 yapımı Batman bir çocuk filmiydi, onu saymıyorum) Michael Keaton ve Jack Nicholson gibi klas bir kadroyla çalıştı. Yapımcılar bu geleneği bozmadı ve her yeni Batman filminde sağlam bir yönetmene teslim edilmiş iyi oyuncular, görkemli bir mizansen ile sınırsız hayal gücü bulduk.
Elbette her büyük başarının yaşadığı iniş ve çıkışlardan Batman serisi de payını aldı; Joel Schumacher gibi usta bir ele teslim edilmesine karşın "Batman Daima" ve "Batman ve Robin" filmleri başarısızdı, hatta birer fiyaskoydu. Ne Val Kilmer ne de George Clooney "Batman" karakteri olarak benimsendi. Zaten ikisine de Batman kostümünü bir daha giyme şansı verilmedi.
Tam da beyazperde ömrü sona erdi diye düşünülürken, Batman serisine hayat öpücüğü Christopher Nolan'dan geldi. 2005 yılındaki "Batman Başlıyor" bence bu serinin, yani toplam beş film arasında en başarılısı ve sinema açısından en kalıcı olanıdır. Kesinlikle bir modern klasik olmayı hakeder. Christian Bale rolüne müthiş bir uyum sağlamış, hatta Michael Keaton'dan daha inandırıcı ve gerçekçi bir süper kahraman portresi çizmiştir.
Nolan aynı yaklaşımı bu kez daha güçlü bir teknik destekle tekrarlıyor. "Kara Şövalye" filminde Batman/Bruce Wayne (Christian Bale) karşısında kısa bir zaman önce talihsiz bir şekilde yitirdiğimiz Heath Ledger var. İyi ile kötünün, aydınlık ve karanlığın çatışması hiç böylesine artistik ve estetik olmamıştı. Oynadıkları karakterlere öylesine ruh veriyorlar ki, bazen iki oyuncudan hangisinin daha iyi olduğuna karar vermek zorlaşıyor.
"Batman/Kara Şövalye" alt metnini kötülükler dünyasında iyilerin trajik halleri üzerine kurgulayan yönetmen Christopher Nolan, bir kez daha sinemadan taviz vermeksizin gayet iyi bir popüler film yapılabileceğini kanıtlıyor.
Comments