NİHAYET DÖRT DÖRTLÜK BİR TÜRK DİZİSİ: ALEF


En iddialı Türk dizisinde bile aşılamayan bazı kronik problemler var. İlgi gören senaryoyu yeni sezon eklemek amacıyla sakız gibi uzatmak, bölümlerin temposunu hayatın akışı yerine üç saatlik yayına göre düzenlenmek, ses miksajlarına özen göstermemek, bunların başında geliyor.
İtiraf edeyim, BluTV-FX yapımı ALEF'in ilk bölümüne böyle endişelerle başladım, tek tesellim Emin Alper gibi kumaşı hakiki bir sinemacının yönetmen koltuğunda olmasıydı. Bu anlamda ALEF açılış sekansından itibaren farklı olduğunu belli etti; temposunda hiçbir aksama olmaksızın, hikayesini geliştirip derinleştirdi ve sekizinci bölümün son sahnesine kadar gerilim dozunu canlı tutarak ikna edici bir çözümlemeyle son noktayı koydu.
Sinemada polisiye/gizem türüne ait kalıpları yeniden tanımlayan 1995 yapımı "Seven" ile benzer kulvarda ilerleyen ALEF, pek çok ilave başarıya sahip. Herşeyden önce tamamen bu topraklara ait bir hikayeyi, çok katmanlı sinemasal anlatımla uluslararası yapımlar kalitesine taşıyor. Osmanlı ve tarikatlara ilişkin hiçbir bilgisi olmayan herhangi bir ülke seyircisi, ALEF'in gerilim ve kurgusu ile ilgi bağı kurabilir. Yönetmen Emin Alper ve senarist Emre Kayış bu başarının mimarları; hikaye kurucu ile oynatıcının zihinsel anlamda ne denli örtüştüğü her kareye mükemmel bir görsel seyir olarak yansıyor. Seri cinayetlere ilişkin soruşturma süreci birden fazla alt metin üzerinden anlatılıyor. Kültürel kimlik çatışmaları, bürokrasi, Osmanlı dönemi, Mevlevilik ve tarikatlar, inanç-akıl çelişkisi, tasavvuf ve dini ritüeller, toplumsal maskeler, aile içi körlükler ve önyargıların beslediği ego travmaları gibi. Bu metinler son derece tutarlı biçimde senaryodaki her bir olaya ve karakterlere eklemleniyor.
Görüntü yönetmenliği de senaryo ve yönetim gibi alkışı hakediyor. ALEF hikayesi kahramanlarının hüzünlü ve tedirgin ruh hali tamamen görsel olarak ekrana yansıyor. Kamera filtresi tercihlerinden süzülen ışık ve renkler, iç ve dış sahnelerin kadrajları, yakın veya geniş planlar dahil, herşey tek kelimeyle olağanüstü. Başrolden yardımcı oyunculara kadar bütün kadronun ruhunu katarak oynaması da bu başarıyı taçlandırmış.
Kökeni 13. yüzyıla uzanan hikayesini sağlam bir senaryo ve kurgu ile 21. yüzyıla taşıyan ALEF dizisini diğerlerinden ayrı bir yere koyuyorum: Hem Osmanlı ve tarikatlar bağlamında tarih okumaya teşvik ediyor, hem de "her bakımdan iyi bir televizyon dizisi nasıl olmalı" sorusunun cevabını veriyor. Bu yıl mutlaka izlenecek diziler listesinin en başında ALEF yer almalı.
1. Not: ALEF dizisini BluTV üzerinden izlemenizi tavsiye ederim. Diğer kanallarda sansür ve buzlamadan ötürü konuya odaklanmak imkansız.
2. Not: Dizinin senaristi aynı zamanda bir film yönetmeni, sanırım bir dikkatsizlik sonucu Alef'te jenerik kurbanı olmuş. Soyadı her bölümde hem KAYIŞ hem de KAYİŞ olarak geçiyor.

Comments