"AHLAT AĞACI" ANLATMIYOR, YAŞATIYOR

Nuri Bilge Ceylan'dan kusursuz bir başyapıt
Çok katmanlı senaryosu, mükemmel oyuncu yönetimi ve olağanüstü güzel kadrajları ile "Ahlat Ağacı" kusursuz bir başyapıt. Hikayedeki karakterlerin dünyasını kuşatan sosyal, siyasal ve kültürel arka planın seyirciyle doğrudan paylaşımını sağlayan uzun diyaloglardan beslenen "Ahlat Ağacı", ticari kaygıyla yapılmayan sinemanın neredeyse "olmazsa olmazı" konumuna yükseltilen "oyuncuların anlamsızca ve sonsuza dek sessiz bakışması" geleneğine de ciddi bir nokta koymuş oluyor.
Ceylan "Uzak" filmi ile minimalist sinema tarzının en yetkin örneğini sunmuştu. Bir akrabasının yanında hayatını yeniden kurmaya çalışan genç Yusuf'la, büyük kentte kendini bulma sancıları yaşayan Mahmut'un dünyası çok az konuşma ile izleyenlere hissettiriliyordu. Doğrusu "Uzak" ve "Mayıs Sıkıntısı" filmlerindeki hikaye ve kurgu böyle bir anlatıma sınırsız kapı açtığı için iğreti durmuyor ve sıkmıyordu. Ancak daha sonra taklit edilen bir form haline dönüşünce, çok sayıda yeni yönetmen minimalizmi bir önşart haline getirdi ve senaryonun gerektirdiği anlatım tarzını tamamen gözardı etti. Böylece tüm karakterlerin suskunluğu oynadığı ("bunalım" diye yaftalanıp izlenmeyen) bir dizi "sanat filmi" ortaya çıktı.
Nuri Bilge Ceylan "Ahlat Ağacı" ile bugüne dek öncülüğünü yaptığı sinema tarzına yeni bir ruh katıyor. Çanakkale'de üniversiteyi bitirip öğretmen adayı olarak kasabadaki ailesinin yanına dönen Sinan (şaşırtıcı ölçüde mükemmel Doğu Demirkol) annesinin deyimiyle "farklı" ve "deli" diye damgalanmasını avantaja çevirerek kendini ifade etme konusunda atak davranır. Film de bu eksende yazılmış olan uzun diyaloglardan beslenir. Cehaletin yüceltilmesinden öğretmenlerin atanması sorununa; sosyal-kültürel anlamda bir yere ait olmama kaygısından, baba-oğul ikilemi ile din ve vicdan meselesine kadar pek çok alt metin barındıran "Ahlat Ağacı" bol konuşmalı bir film, iyi ki öyle. Bu diyaloglar bize ana karakterlerle beraber içsel bir yolculuk yaşatıyor ve bunun yanı sıra birbirini tamamlayan temalar sayesinde 2000'li yıllar Türkiye'sinin genel çerçevesi bütün boyutlarıyla ilmek ilmek örülüyor.
"Uzak" (2002) Nuri Bilge Ceylan'ın yönetmenlik kariyeri için çok önemli bir kilometre taşıydı. "Ahlat Ağacı" (2018) çağdaş Türk sineması için bir dönüm noktası.

Comments